25 Şubat 2017 Cumartesi

POLLYANNACILIK OYNAYALIM MI?

         
  Hayatta o kadar çok şey var ki habersiz yaşadığımız. Ne getireceğini bilemeyiz bir dakika sonrasının bile. Dertlerimizle uğraşırken birde bakmışız huzur yanımızda. Yada günlük güneşlik yaşarken dertler karşımızda. Büyük yada küçük bu hayat herkese dert yada mutluluk getirmiştir. Kimi zaman gülmüşüzdür, kimi zaman ağlamışızdır yaşamımızda. Kiminin üzüntüsü küçüktür kiminin büyük. Kimine göre bazı şeyler mutluluktur, kimine göre bir anlam ifade etmez. Kendimizi öyle bir kaptırırız ki kendi derdimize,  umurumuzda bile olmaz dünya. Ama bir baksak etrafımıza ne boşmuş uğraştıklarım diyeceğiz belkide. Başka dertleri gördüğümüzde kendi derdimizden utanırmıydık sizce?

               Yaşam öyle sürprizlerle dolu ki bilinmez kime ne getireceği. Bu günkü durumumuzun varmı yarına garantisi ? Kendi yaşamımız dahil bütün varlıklarımız bu dünyada fani. Zaman bir şekilde unutturuyor bazen bize yaşadıklarımızı, en unutulmaz denilen acılar tamamen unutulmasa bile, unutulyor bir nevi. Farklı yaşamlar farklı dertler ve yarın ne olacağını bilmediğimiz bir gün.

               Bazen öyle dertlerimiz vardır ki sorun yapmaya bile deymez başkasının derdinin yanında. Neden işkence ederiz küçük dertlerle uğraşarak kendimize , dünyada  o kadar çok sorun varken. Herşeyi sorun etmekten bir vazgeçebilsek, memnun olmayı başarıp, daha kötüsüde olabilirdi deyip mutlu olmayı denesek küçük sorunlarımız için. Daha pozitif bakabilsek, negatifliği yenebilsek daha güzel olurdu herşey. Öyle büyük öyle aşılmaz dertler varken ve birileri bu dertlerin yükünün altında ezilirken, bencil düşünceden vazgeçip kendi küçük sorunlarımız yerine elimizden geldiği kadar başkalarına çare olmayı denesek o zaman daha iyimi anlardık başkalarının yükünün yanında meğerse hiçmiç bizim yükümüz.

                 Söylenir dururuz küçük sorunlarımız için huzursuz olur içimiz birde etrafımıza yansıtmakta cabası kendi karamsarlığımızı. Hep kendimizi düşünürüz sanki bir tek derdi olan bizmişiz gibi. Bazen küçük bir çocuğun büyük derdi altında ezilmek utandırmaz mı bizi. Küçücük yeni yeşermekte olan dünyasında öyle dertleri vardır ki kimse görmesse ne sesi çıkar nede derdim var diyemez kimseye kendi içinde yaşar herşeyi. Ama belkide hala unutmamıştır gülmeyi. Onca büyük derdin arasında onu mutlu etmeye yeterdi bir oyuncak

                    Çoğumuzun yakından bildiği hikayedir memnunluk oyunu. Nedense birçoğumuz oynamayı denememişizdir bile. Bizde memnunluk oyununa başvursak daha mı iyi anlardık elimizde olanın değerini, herşey sorun olmaktan çıkar, küçük mutluluklar bize yeter miydi? O zaman başkaları açısından da bakmayı başarırmıydık hayata? Hem kendimizi mutlu eder hemde başkalarını mutlu edebilirmiydik acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder