28 Şubat 2017 Salı

B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ-B12 VİTAMİNİ EKSİKLİĞİ BELİRTİLERİ-B12 VİTAMİNİ HANGİ YİYECEKLERDE BULUNUR?

       B12 vitaminine aynı zamanda kobalamin,siyanokabalamin,ekstrinsik faktör veya antipernisiyöz anemi vitamini adıda verilmektedir. En çok dana eti, dana karaciğeri, böbrek, süt ve süt ürünleri, peynir, yumurta,midye,ringa balığı, uskumru,sardalya,dil balığında bulunan B12 vitamini sebzelerde bulunmaz.
       Vitamin B12 mide bağırsak kanalına daha çok hayvansal kaynaklı proteinlerle gelir. B12 vitamininin bağırsak kanalından emilebilmesi için mideden salgılanan intrinsik faktör ile birleşmesi gerekir.

       B12 Vitamin Eksikliği Belirtileri nelerdir?

       Hafif derecede B12 vitamin eksikliği uyuşukluk ve sabahları yataktan yorgun kalkma gibi belitiler gösterirken  ağır B12 vitamin eksikliğinde ise sinir fonksiyonlarının bozulduğu kronik hastalıklar ortaya çıkar. Ve Sinir harabiyetine yol açabilir.


POYRAZ KARAYEL DİZİSİ NE ZAMAN BİTİYOR?

  


Kanal D'nin sevilen dizisi Poyraz Karayel Bitiyor mu?  Poyraz karayel veda fragmanı, poyraz Karayel ne zaman bitecek? Poyraz Karayel final bölümü, Poyraz Karayel final bölümünde neler olacak? Poyraz Karayel final bölümü fragmanı, Poyraz Karayel 82. bölüm fragmanı  

Poyraz Karayel Dizisi ekranlara veda ediyor :  

         2015 tarihinde ilk defa izleyici karşısına çıkan ve izleyicinin beğenisini kazanan dizi Poyraz Karayel final yapıyor.  Kanal D ekranlarında Çarşamba akşamları izleyici karşısına çıkan dizi Poyraz Karayel 1 Mart çarşamba Akşamı 82. bölümüyle izleyiciye veda ediyor. Kanal D'nin sevilen dizisi Poyraz Karayelin veda bölümünde izleyicinin merak ettiği sorular cevap bulabilecek mi? Poyraz ve Ayşegül evlenecek mi? 1 Martta ekranlara son kez çıkacak olan dizi 82. bölümüyle ekranlara veda etmeye hazırlanıyor. Dizinin neden bittiği ise henüz bilinmiyor.

Poyraz Karayel 82. Bölümde Neler Olacak?

        Poyraz Bahri Babayı kurtarabilecek mi? Poyraz ve ekibinin başı büyük belaya giriyor bir anda ortadan kaybolan ekip sürpriz bir isimden gelen yardımla özgürlüklerine kavuşur. Poyraz ve Ayşegül'ün aşkı nasıl sonlanacak?  Hepsi ve daha fazlası 1 Mart Çarşamba akşamı kanal D ekranlarında Poyraz Karayel veda bölümünde olacak.

 güncel, kanal d poyraz karayel dizisi bitiyormu, poyraz karayel dizisi, poyraz karayel dizisi final bölümü, poyraz karayel dizisi 82 bölüm, poyraz karayel dizisi fragmanı, poyraz karayel dizisi oyuncuları, poyraz karayel dizisi yeni bölüm

ÜÇ AYLAR NE ZAMAN BAŞLIYOR? ÜÇ AYLARDA NELER YAPILIR?

      2017 yılı Üç aylar ne zaman başlayacak ?Üç aylar nedir?Üç aylarda neler yapılır?

       İslam Aleminin en çok merak ettiği konulardan biri de Üç aylar ne zaman ve  hangi gün başlayacak ?

       Regaip,Miraç,Berat, Kandili gibi mübarek günleri ve geceleri de  içinde barındıran Üç Aylar için geri sayım başladı.Üç Ayların başlangıç tarihi   29 Mart perşembe gününe denk geliyor.

       Müslümanların ibadetle geçirdiği Üç Aylar 30 Mart Perşembe başlıyor.Hayırın bereketin güzelliğin rahmetin bol olduğu bu aylar tüm müslümanlar için ayrı bir önem taşımaktadır.Bu hayırlı aylar  Regaip Kandilinin gelişi ile başlar ve sırasıyla Recep, Şaban ve Ramazan Ayı ile sona erer.

         Üç Ayların içinde yer alan Kandillerin anlamı:

      Regaip Kandili : Recep ayının ilk cumasına denk gelir ve bol bol duaların tövbelerin yapıldığı gecedir. 2017 de 30 Mart Perşembeye denk geliyor.

      Miraç Kandili : Peygamberin en yüksek yere ulaşması için duaların edildiği gecedir. 2017 de 23 Nisan Pazara denk geliyor.

      Berat Kandili : Günahlardan kurtulma gecesidir. 2017 de 10 Mayıs Çarşambaya denk geliyor.

     

Üç Aylarda neler yapılır?

Kur'ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli. 

Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı. 

 Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı. 

 Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.

Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli. 

Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.

 Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli. 

Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli. 

 O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.

 Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.

Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
 Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.

Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli. 

 Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.

Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.

miraç kandili ne zaman,2017 miraç kandili ne zaman,2017 berat kandili ne zaman,berat kandili ne demek,miraç kandili ne demek,kandil geceleri ve anlamı,kandil gecelerinde neler yapılır




2017 REGAİP KANDİLİ NE ZAMAN? REGAİP GECESİ NELER YAPILMALI ?2017 REGAİP KANDİLİ HANGİ GÜN?

Regaip Kandili ne zaman?Regaip kandili 2017,Regaip Kandilinde neler yapılır?Regaip Kandili hangi gün?2017 Regaip Kandili 

        Regaip Kandili Recep ayının ilk Cumasına denk gelir. Yani Perşembeyi Cumaya bağlayan gecedir.Arapça bir kelime olan ve  Reğa-be ( herhangi birşeyi istemek ve ona karşi çaba sarfetmek) kökünden gelen  Regaip'in   kelime anlamı istenilen,beğenilen,rağbet edilen  şeyler demektir. Müslümanlar tarafından kabul edilen Kutsal gecelerden olan Regaip Gecesi Allah'ın Rahmetinin, İhsanının,affının  bol olduğu bir gecedir.Müslümanlar bu geceyi ibadet ederek geçirirler.Bu gecede Kurandan sureler okunur,dualar edilir,yoksullar yetimler sevindirilir,gönüller alınır,gündüzünde mümkünse oruç tutulur....
        Müslümanların sabırsızlıkla beklediği Regaip Kandili bu yıl 30 Mart Perşembeyi Cumaya bağlayan geceye denk gelmektedir.

Regaip Gecesi Neler Yapılır?

 Kur'ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.

Peygamber Efendimiz (sas)’e salât ü selâmlar getirilmeli; O’nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli. 

Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar,111 onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

Tefekkürde bulunulmalı; “Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah’ın benden istekleri nelerdir” gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli.

Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli.
Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı. 

 Bol bol zikir, evrad ü ezkarda bulunulmalı. 

 Mü’minlerle helalleşilmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.

Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli. 

Kişi kendine ve diğer Mü’min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli.

 Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli. 

Yoksul, kimsesiz, öksüz, yetim, hasta, sakat, yaşlı olanlar ziyaret edilip, sevgi, şefkat, hürmet, hediye ve sadakalarla mutlu edilmeli. 

 O gece ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplardan ferden veya cemaaten okunmalı.

 Dini toplantılar, paneller ve sohbetler düzenlenmeli; va’z ü nasihat dinlenmeli; şiirler okunmalı; ilâhî ve ezgilerle gönüllerde ayrı bir dalgalanma oluşturmalı.

Kandil gecesinin akşam, yatsı ve sabah namazları cemaatle ve camilerde kılınmalı.
 Sahabe, ulema ve evliya türbeleri ziyaret edilmeli; hoşnutlukları alınmalı; ve manevî iklimlerinde vesilelikleriyle Hakk’a niyazda bulunulmalı.

Vefat etmiş yakınlarımızın, dostlarımızın ve büyüklerimizin kabirleri ziyaret edilmeli; iman kardeşliğine ait sadakati yerine getirilmeli. 

 Hayattaki manevî büyüklerimizin, üstadlarımızın, anne ve babamızın, dostlarımızın ve diğer yakınlarımızın kandilleri bizzat giderek veya telefon, faks yahut e–mail çekerek tebrik edilmeli; duaları istenmeli.

Bu kandil gecelerinin gündüzlerinde mümkün olduğunca oruç tutulmalı.

dini,regaip kandili,2017 regaip kandili,2017 regaip gecesi,regaip kandilinde hangi dualar okunur,regaip kandilinde neler yapılır,2017 regaip kandili hangi güne denk geliyor,regaip ne dmek,regaip kelmie anlamı

27 Şubat 2017 Pazartesi

EVLAT KOKUSU DİZİSİ ASLAN AKBAŞ BARIŞ KILIÇ KİMDİR?

Evlat Kokusu dizisi Aslan Akbaş kimdir?
     Zengin, adaletli ve dürüst olan Aslan Akbaş ablasının kendisine eş olarak uygun gördüğü Zümrüt ile mantık evliliği yapar.Ela adında kızı olan Aslan Akbaş kızına büyük bir sevgiyle bağlıdır. Aslan Akbaş kendi soyadını taşıdığı Akbaş Holdingde yönetim kurulu başkanlığı görevini yürütmektedir.

Barış Kılıç kimdir?

Evlat Kokusu dizisinde Aslan Akbaş rolünde karşımıza çıkmaya hazırlanan barış Kılıç 21 Şubat 1978 tarihinde Malatya Arguvanda doğmuştur.Daha sonra İstanbula taşınan oyuncu hemen hemen herkesin yakından tanıdığı bir zamanların ün yapmış dizisi Adını Feriha Koydum Dizisinde Levent olarak izleyici karşısına çıkmıştır. Lale Devri, Sakarya Fırat gibi dizilerde de rol alan oyuncu yeni rolüyle de dikkat çekeceğe benziyor. 

EVLAT KOKUSU ,EVLAT KOKUSU DİZİSİ-EVLAT KOKUSU KANAL D

Kanal D Evlat Kokusu Dizisi, Evlat Kokusu Fragmanı, Evlat Kokusu konusu, Evlat Kokusu oyuncuları, Evlat Kokusu nerede çekilyor? Evlat Kokusu ne zaman başlıyor?

      Kanal D 8 Mart Çarşamba akşamı yeni dizilerinden biri olan Evlat Kokusunu izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor. Büyük fedakarlıklara, büyük sevgiye, oyunlara nefrete tanık olacağınız dizinin başrollerini ise Hande Soral, Barış Kılıç,Sedef Avcı, Murat Han ve yeşim Salkım üstlenmektedir. İzleyicinin hayattan yada kendinden birşeyler bulacağı Kanal D'nin yeni dizisi Evlat Kokusu yakında izleyici karşısına çıkacak.

Dizinin Konusu:

Zeyno Amsterdam’da bir yetimhanede büyümüştür. Aynı yetimhanede bulunan tek Türk olan ve ‘abla’ dediği Nesrin‘den başka kimsesi yoktur. Zeyno, bir hastanede çocuk hemşiresi olarak çalışmaktadır. Hayatında bir kez âşık olmuş ve âşık olduğu adamdan da hamile kalmıştır. Sevdiği adam ve çocuğu ile mutlu bir aile kuracaklarını sanan Zeyno, gerçek hayatın kendisi için yaptığı planlardan habersizdir. Zeyno’nun bir anlık öfkesi onu hayallerinden ve evladının kokusundan uzaklaştırırken, Akbaş Ailesi ile arasında koparılması imkânsız bir bağ oluşturur.

KANAL D İSİMSİZLER DİZİSİ, KANAL D İSİMSİZLER DİZİSİ FRAGMANI


Kanal D İsimsizler Dizisi, İsimsizler Dizisi konusu, İsimsizler Dizisi ne zaman başlıyor ? İsimsizler dizisi nerede geçiyor ? İsimsizler Dizisi Fragmanı

İsimsizler Dizisi :
    
        Kanal D ekranlarında yakında izleyici karşısına çıkacak olan isimsizler dizisi fragmanı ekranlarda dönmeye başladı. Dizi karakterlerinin seçilemediği bir fragmanla tanıtım yapan Kanal D'nin yeni dizisi ekranlarda başarılı diziler arasında yerini alacağa benziyor. Sürekli yeni dizilerin yayın hayatına girdiği sektörde reytinglerde üst sıralarda yerini edincek gibi görünen dizi İddialı konusuyla da dikkatleri çekmeyi başarıyor. Yakında yayın hayatına girmesi planan dizi izleyicide iyi bir yer edineceğe benziyor.

Dizinin Konusu :

Fatih, genç, başarılı, umut vaat eden bir diplomat adayıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin yurt dışı temsilciliklerinden birine atanmış, görevine başlayacakken Virankaya’dan gelen acı haber hayatını değiştirir. Çünkü Virankaya Kaymakamı şehit edilmiştir. Fatih Başkan’ın desteğini alarak onun yerine kaymakam olmaya gönüllü olur. Ülkesi için masa başında rahat bir görev yapmaktansa ateş altında olmayı tercih etmiştir. Yüreği vatan sevgisi ile dolu, devletini ana babası yerine koyan 7 kişilik ekibiyle at izinin it izine karıştığı Virankaya’ya gider. İsimlerini ancak tarihin satır aralarından okuyup yüreklerinde hissedecek olanların bildiği bu ekip, görünmez düşmanlarıyla savaşırken önce o düşmanların maskelerini düşürmek zorundadır. Çünkü düşman onlar gibi mert değildir. Kullandığı kuklaları vardır.

Namaz Sureleri-Namaz kılarken okunan sureler-Namaz Sureleri ve anlamı

 Namaz kılarken okunan sureler:

Ayet-el Kursi,Fatiha Sûresi,Fil Sûresi,Kurayş Sûresi,Mâun Sûresi,Kevser Sûresi,Kâfirûn Sûresi,Nasr Sûresi,Tebbet Sûresi,İhlas Sûresi,Felak Sûresi,Nâs Sûresi






Ayet-el Kursi
Allâhu lâ ilâhe illâ huve-lhayyu-l kayyûm(u) lâ te/ḣużuhu sinetun velâ nevm(un) lehu mâ fî-ssemâvâti vemâ fi-l-ard(i) men że-lleżî yeşfe’u ‘indehu illâ bi-iżnih(i) ya’lemu mâ beyne eydîhim vemâ ḣalfehum velâ yuhîtûne bişey-in min ‘ilmihi illâ bimâ şâ(e) vesi’a kursiyyuhu-ssemâvâti vel-ard(a) velâ yeûduhu hifzuhumâ vehuve-l’aliyyu-l’azîm(u)

Anlamı:O'ndan başka ilah olmayan Allah, hay ve kayyumdur (ezel ve ebedidir). O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerlerde olan şeyler O'nundur. İzni olmaksızın O'nun yanında şefaat eden yoktur. Halkın önünde ve arkasında olanı (istikbal ve maziyi) bilir. İnsanlar O'nun ilminden, O'nun isteğinden başkasını ihata edemezler. Kürsisi semaları ve yeri içine alır. Onların hıfzı O'nu (Cenab-ı Ecelli Ala'yı) yormaz. O, pek yüksek ve büyüktür


Fatiha Sûresi
Elhamdu lillâhi rabbil'alemin. Errahmânir'rahim. Mâliki yevmiddin. İyyâke na'budu ve iyyâke neste'în, İhdinessırâtel mustakîm. Sırâtellezine en'amte aleyhim ğayrilmağdûbi aleyhim ve leddâllîn.

Anlamı:Hamd, âlemlerin Rabbi, merhametli olan, merhamet eden ve Din Günü'nün sahibi olan Allah'a mahsustur. (Allahım!) Ancak sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Bizi doğru yola, nimete erdirdiğin kimselerin, gazaba uğramayanların, sapmayanların yoluna eriştir.

Fil Sûresi
Elem tera keyfe fe'ale rabbuke biashâbilfîl. Elem yec'al keydehum fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bihicâratin min siccîl. Fece'alehum ke'asfin me'kûl.

Anlamı:Ey Muhammed! Kâbe'yi yıkmaya gelen) Fil sahiblerine Rabbinin ne ettiğini görmedin mi? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi. Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.


Kurayş Sûresi
Li'î lâfi Kurayş'in. Îlâfihim rihleteşşitâi vessayf. Felya'budû rabbe hâzelbeyt. Ellezî et'amehum min cû'in ve âmenehum min havf.

Anlamı:Kureyş kabilesinin yaz ve kış yolculuklarında uzlaşması ve anlaşması sağlanmıştır. Öyleyse kendilerini açken doyuran ve korku içindeyken güven veren bu Kâbe'nin Rabbine kulluk etsinler.

Mâun Sûresi
Era'eytellezî yukezzibu biddîn. Fezâlikellezî, yedu'ulyetîm. Ve lâ yehuddu alâ ta'âmilmiskîn. Feveylun lilmusallîn. Ellezîne hum an salâtihim sâhûn. Ellezîne hum yurâûne. Ve yemne'ûnelmâ'ûn.


Anlamı: (Ey Muhammed!) Dini yalan sayanı gördün mü? Öksüzü kakıştıran, yoksulu doyurmaya yanaşmayan kimse işte odur. Vay o namaz kılanların haline ki: Onlar kıldıkları namazdan gâfildirler. Onlar gösteriş yaparlar. Onlar basit şeyleri (ödünç) dahi vermezler.

Kevser Sûresi
İnnâ a'taynâkelkevser. Fesalli lirabbike venhar. İnne şânieke huvel'ebter.

Anlamı:(Ey Muhammed!) Doğrusu sana pek çok nimet vermişizdir. Öyleyse Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Doğrusu adı, sanı ortadan kalkacak olan, sana kin tutan kimsedir.


Kâfirûn Sûresi
Kul yâ eyyuhel kâfirûn. Lâ a'budu mâ ta'budûn. Ve lâ entum âbidûne mâ a'bud. Ve lâ ene âbidun mâ abedtum. Ve lâ entum âbidûne mâ a'bud. Lekum dînukum veliye dîn.

Anlamı:(Ey Muhammed!) De ki: Ey inkârcılar! Ben sizin taptıklarınıza tapmam. Benim taptığıma da sizler tapmazsınız. Ben de sizin taptığınıza tapacak değilim. Benim taptığıma da sizler tapmıyorsunuz. Sizin dininiz size, benim dinim banadır.

Nasr Sûresi
İzâ câe nasrullahi velfeth. Ve raeytennâse yedhulûne fî dinillâhi efvâcâ. Fesebbih bihamdi rabbike vestağfirh. İnnehû kâne tevvâbâ.

Anlamı:(Ey Muhammed!) Allah'ın yardımı ve zafer günü gelip, insanların Allah'ın dinine akın akın girdiklerini görünce, Rabbini överek tesbih et; O'ndan bağışlama dile, çünkü O, tevbeleri daima kabul edendir.

Tebbet Sûresi
Tebbet yedâ ebî lehebin ve tebb. Mâ eğnâ anhu mâluhû ve mâ keseb. Seyeslâ nâren zâte leheb. Vemraetuhû hammâletelhatab. Fî cî dihâ hablun min mesed.

Anlamı: Ebû Leheb'in elleri kurusun; kurudu da! Malı ve kazandığı kendisine fayda vermedi. Alevli ateşe yaslanacaktır. Karısı da, boynunda bir ip olduğu halde ona odun taşıyacaktır.

İhlas Sûresi
Kul hüvellâhü ehad. Allâhussamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad.

Anlamı:(Ey Muhammed!) De ki: O Allah bir tektir. Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır. O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiç bir şey O'na denk değildir.

Felak Sûresi
Kul e'ûzu birabbilfelak. Min şerri mâ halak. Ve min şerri ğasikın izâ vekab. Ve min şerrinneffâsâti fil'ukad. Ve min şerri hâsidin izâ hased.

Anlamı:Ey Muhammed!) De ki: Yaratıkların şerrinden, bastırdığı zaman karanlığın şerrinden, düğümlere nefes eden büyücülerin şerrinden, hased ettiği zaman hasedçinin şerrinden, tan yerini ağartan Rabbe sığınırım.

Nâs Sûresi
Kul e'ûzu birabbinnâsi. Melikinnâsi. İlâhinnâs. Min şerrilvesvâsilhannâs. Ellezî yuvesvisu fî sudûrinnâsi. Minelcinneti vennâs.

Anlamı:(Ey Muhammed!) De ki: İnsanlardan ve cinlerden ve insanların gönüllerine vesvese veren o sinsi vesvesecinin şerrinden, insanların ilahı, insanların hükümranı ve insanların Rabbi olan Allah'a sığınırım.

Ayet-el Kursi,Fatiha Sûresi,Fil Sûresi,Kurayş Sûresi,Mâun Sûresi,Kevser Sûresi,Kâfirûn Sûresi,Nasr Sûresi,Tebbet Sûresi,İhlas Sûresi,Felak Sûresi,Nâs Sûresi





EVLAT KOKUSU DİZİSİ CEVAHİR AKBAŞ (MURAT HAN ) KİMDİR?


Cevahir Akbaş :

     Dizide Aslan Akbaş ile kardeş olan Cevahir Akbaş, kardeşiyle zıt karakterlede karşımıza çıkmaktadır. Evli ve Cemre adında kızı olan Cevahir Akbaş, kendisinden küçük olan kardeşi Aslan Akbaşın şirketlerin başına geçmesinide içine sindiremez. Cevahir Akbaş gece hayatına düşkün, bir o kadar da çapkındır.


Murat Han kimdir? Evlat Kokusu Cevahir kimdir?

     1 Mayıs 1975 Ankara doğumlu olan sinema ve dizi oyuncusu şimdiye kadar bir çok dizi ve sinema da adını duyurmuştur. Sana bir sır vereceğim, sensiz olmaz, eve düşen yıldırım gibi dizilerde rol alan oyuncu şu sıralar Kanal D de yayınlanacak olan Evlat Kokusu adlı dizide Cevahir Akbaş karakteri ile izleyici karşısına çıkmaya hazırlanıyor. 


ELİF DİZİSİ ÜMİT (EMRE ÇALTILI) KİMDİR ?

      Elif  Dizisi Ümit Kimdir?

         Kanal 7 'nin sevilen dizisi Elif hafta içi hergün saat 20:00 da ekranlara gelmektedir.
        2016 Sezon başında diziye  dahil olan oyunculardan biride Ümit KOROĞLU'dur. Ümit dizide aşık olduğu kadın için herşeği göze alan adamı canlandırmaktadır.
      Arkadaşı Serdar için Emiroğlu ailesinin şirketine bir ajan olarak giren Ümit  Emiroğlu şirketini batırmaya çalışır. Bir yandan da Serdar'ın isteği üzerine Arzun'un yoluna çıkar ve onla tanışır  .  İlk gördüğü anda Arzu'ya gönlünü kaptıran Ümit Arzu'yu da kendine aşık etmek için her yolu dener.Arzu'ya olan aşkı yüzünden En iyi arkadaşı Serdar'a bile İhanet eden Ümit Sonunda zor da olsa  Arzu ile evlenir. Arzu'nun bitmek tükenmek bitmeyen hırsları ve intikam duyguları yüzünden bu seferde Arzu ile birlikte Emiroğullarını bitirme planına devam ederler.

Emre Çaltılı kimdir? Elif Dizisi Ümit Kimdir?

18 Ağustos 1988 İstanbul doğumlu olan oyuncu Elif dizisinde Ümit karakteri ile karşımıza çıkmaktadır. Uzun dönem Tiyatro oyunlarında boy gösteren Emre Çaltılı Hatırla Sevgili ile dizi hayatına adım atar.Hatırla Sevgilide Veli Yılmaz rolünde izleyiciyle buluşan Emre Çaltılı Akasya Durağı, Aşktan Kaçılmaz gibi Tv. Dizilerinde de yer almıştır.

ELİF DİZİSİ YUSUF (UMUT ÖZKAN) KİMDİR ?



ELİF DİZİSİ YUSUF KİMDİR?

       Dizide sahaf rolünde karşımıza çıkan Umut ÖZKAN yani  dizideki adıyla Yusuf, aslında geçmişte başarılı bir Avukattır. ve mesleğini yaparken  bir davasında hak davasını savunmak uğruna  mafyayı karşısına alır bütün tehditlere rağmen geri adım atmayan Yusuf bu uğurda kızı ve eşini  kaybeder.
Ve acısı yüzünden mesleğini bırakır.


 İşyerinin karşısında bir Atölyede çalışan Meleği gören Yusuf ilk günden itibaren Meleğe yakınlık göstermeye başlar ve Meleğin kızı Eliflede tanışır .Elifde kızını gören Yusuf onu sürekli korumaya çalışır.

UMUT ÖZKAN  KİMDİR? ELİF DİZİSİ YUSUF KİMDİR?

      14 Temmuz 1982 Almanya doğumludur. Doğumundan birkaç sene sonra memleketi Samsuna dönen Umut ÖZKAN daha sonraki yıllarda İstanbul'a yerleşmiştir. Pera Tiyatro Eğitimi Samsun konservatuvarı mezunu olan oyuncu birçok dizi ve sinemada yer almıştır. Muhteşem Yüzyıl, Küçük Sırlar, Böyle bitmesin, Ölümsüz Kahramanlar, Akasya Durağı gibi yapımlarda rol üstlenmiştir. Şuan ise Kanal 7 ekranlarında hafta içi hergün yayınlanan Elif Dizisinde Yusuf rolünde izleyici karşısına çıkmaktadır.

Elif dizisi yusuf kimdir,elif dizisi avukat yusuf  kimdir,umut özkan rol aldığı diziler.umut özkan kaç yaşında,umut özkan hayatı



26 Şubat 2017 Pazar

BİR PARÇA SİMİT




         Yaşlı adam gün boyu çalışmış uzun bir yol yürüdükten sonra yorgun bedeniyle biraz kenarda duran banka oturmuş,acıktığını hissetmiş bu sırada, biraz önce aldığı simitinden bir parça koparıp yiyecekken,bir sokak köpeği gelir usulca sokulur yanına bunu gören yaşlı adam:
        ''Açsın değil mi sende? der ve simitinden bir parça koparır bırakır köpeğin önüne.Lokmasını yiyen köpek uzaklaşır ordan,yaşlı adamın yüzüne gülümseme gelir ekmeğini paylaştığı için,ama açtır hala.... Kalan simidi yemek için bir parça daha koparmak üzereyken bir kuş konar yanda ki bankın üzerine.yaşlı adam yine tebessüm eder ve ufaladığı ekmek parçalarını kuşu ürkütmeden bankın ucuna bırakır.
         Bir miktar kalmıştır artık simidi elinde. Buda benim payımmış der ve ağzına götürmek üzereyken iki lokma simidini,
        'Mendil' der küçük bir çocuk 'mendil alırmısınız amca ? bu son mendilim bunu da satabilirsem evime döneceğim'.
         Yaşlı adam elini cebine götürür ve son kalan 1 TL sini çıkarır uzatır çocuğa,  gülümseyerek alır mendili,
          Daha sonra  'açmısın çocuk'? der yaşlı adam çocuk daha cevap vermeden benim kide sorumu açsındır tabi ki bütün gün mendil satmışsın der ve son kalan ekmeğini de tutuşturur çocuğun eline.
          Küçük çocuk 'teşekkürler efendim' der mahçup bir tavırla ve uzaklaşır ordan.Şükür Mevlam der yaşlı adam ellerini açarak,Şükür nimetine . Bir parça ekmekle kaç canı doyurdum bugün .Kendi aç kalsada mutludur.Bir müddet daha dinlenir orda.Tam kalkıp evinin yolunu tutacakken başını çevirir yana, birde ne görsün bir kap yemekle duran bir çocuk var karşısında,çocuk uzatır yemeği yaşlı adama sen der yaşlı adam sen benim mendil aldığım çocuksun biraz önce.
        'Evet efendim' der çocuk.'Son paranızla benden mendil aldınız son lokmanızı bana verdiniz.Allah razı olsun sizden amca.Evimiz biraz ötede bir kap akşam yemeğimiz vardı bende sizinle paylaşmak istedim bunu buyrun afiyetle yiyin' der.Asıl Allah senden Razı olsun ufaklık der yaşlı adam ve yüzünde gülümsemeyle yüreğinde ki merhametiyle şükreder Allaha,Yemeğini yiyen yaşlı adam küçük çocukla bir müddet sohbet ettikten sonra içindeki huzurla kalkar ve uzaklaşır ordan.

KULA KUL OLMUŞUZ

           
         Herkesin yaşadığı bir kader vardır aslında bu dünyada. Kimi razıdır kaderinden kimi isyanlardadır. Kimi her şeye rağmen güler hayata, kiminin ise yüzünden düşen bin parça. Kiminin yolu doğrudur dimdik yürür şaşmadan, kimi kendi yolunda yürür doru yolu bulmadan. Yaşam işte bazılarımızda yaşar öylesine. Birde öyle bir şey var ki kula kul olmuşuz ya, boyun eğmişiz karşısında.
Sanki dev görünümlü insan duruyor karşımızda.

             Yanında olmuşuz hep zenginin, güçlünün.Bir dediğini iki yapmamışız. Emrine amade olmuşuz adete. Aldırış etmemiş bize yüksekten bakmasına. Korkar olmuşuz o heybetli duruşundan, bize ters bakışından. O da bizim gibi bir kul aslında ama gözümüzde büyültmüşüz nede olsa. Onu bizden farklı biri olarak görmüşüz sonunda gideceğimiz yer aynı olsa da. Dönüp bakmasa da yüzümüze, çıkarları doğrultusunda iş yaptırsa da bize yine de katlanırız her davranışına her sözüne.
İncitse de kelimeleri garipleri sesimiz çıkmaz kendisine. Ne gariptir ya hep de eğilişimiz zenginin, güçlünün karşısında olmuş.Göz yummuşuz bizim sayemizde sürdüğü saltanatına. İzin vermişiz bizi kendisine kul etmesine, dur diyememişiz bu hakkız yükselişine. Eğride konuşsa alkış tutmuşuz her sözüne. Unuttuk belki de görmezden geldik yada bilemedik onunda bizim gibi bir kul olduğunu.

                Dönüp bir bakmalı kendimize. Açmalıyız gerçeklere gözlerimizi. Bu dünyada hiç kimsenin yeri değil baki. Yarının yok bugünden garantisi. Kulluğumuz olmalı sadece bizi Yaradan'a. Kimsenin kimseden yok bir üstünlüğü. Kimse ne üstün nede ebedi bu benin sonu toprak. Kanma yalan dünyanın yalan gösterişine, insana yakışmaz kula kul olmak.
             
               

             

25 Şubat 2017 Cumartesi

POLLYANNACILIK OYNAYALIM MI?

         
  Hayatta o kadar çok şey var ki habersiz yaşadığımız. Ne getireceğini bilemeyiz bir dakika sonrasının bile. Dertlerimizle uğraşırken birde bakmışız huzur yanımızda. Yada günlük güneşlik yaşarken dertler karşımızda. Büyük yada küçük bu hayat herkese dert yada mutluluk getirmiştir. Kimi zaman gülmüşüzdür, kimi zaman ağlamışızdır yaşamımızda. Kiminin üzüntüsü küçüktür kiminin büyük. Kimine göre bazı şeyler mutluluktur, kimine göre bir anlam ifade etmez. Kendimizi öyle bir kaptırırız ki kendi derdimize,  umurumuzda bile olmaz dünya. Ama bir baksak etrafımıza ne boşmuş uğraştıklarım diyeceğiz belkide. Başka dertleri gördüğümüzde kendi derdimizden utanırmıydık sizce?

               Yaşam öyle sürprizlerle dolu ki bilinmez kime ne getireceği. Bu günkü durumumuzun varmı yarına garantisi ? Kendi yaşamımız dahil bütün varlıklarımız bu dünyada fani. Zaman bir şekilde unutturuyor bazen bize yaşadıklarımızı, en unutulmaz denilen acılar tamamen unutulmasa bile, unutulyor bir nevi. Farklı yaşamlar farklı dertler ve yarın ne olacağını bilmediğimiz bir gün.

               Bazen öyle dertlerimiz vardır ki sorun yapmaya bile deymez başkasının derdinin yanında. Neden işkence ederiz küçük dertlerle uğraşarak kendimize , dünyada  o kadar çok sorun varken. Herşeyi sorun etmekten bir vazgeçebilsek, memnun olmayı başarıp, daha kötüsüde olabilirdi deyip mutlu olmayı denesek küçük sorunlarımız için. Daha pozitif bakabilsek, negatifliği yenebilsek daha güzel olurdu herşey. Öyle büyük öyle aşılmaz dertler varken ve birileri bu dertlerin yükünün altında ezilirken, bencil düşünceden vazgeçip kendi küçük sorunlarımız yerine elimizden geldiği kadar başkalarına çare olmayı denesek o zaman daha iyimi anlardık başkalarının yükünün yanında meğerse hiçmiç bizim yükümüz.

                 Söylenir dururuz küçük sorunlarımız için huzursuz olur içimiz birde etrafımıza yansıtmakta cabası kendi karamsarlığımızı. Hep kendimizi düşünürüz sanki bir tek derdi olan bizmişiz gibi. Bazen küçük bir çocuğun büyük derdi altında ezilmek utandırmaz mı bizi. Küçücük yeni yeşermekte olan dünyasında öyle dertleri vardır ki kimse görmesse ne sesi çıkar nede derdim var diyemez kimseye kendi içinde yaşar herşeyi. Ama belkide hala unutmamıştır gülmeyi. Onca büyük derdin arasında onu mutlu etmeye yeterdi bir oyuncak

                    Çoğumuzun yakından bildiği hikayedir memnunluk oyunu. Nedense birçoğumuz oynamayı denememişizdir bile. Bizde memnunluk oyununa başvursak daha mı iyi anlardık elimizde olanın değerini, herşey sorun olmaktan çıkar, küçük mutluluklar bize yeter miydi? O zaman başkaları açısından da bakmayı başarırmıydık hayata? Hem kendimizi mutlu eder hemde başkalarını mutlu edebilirmiydik acaba?

KORKUYORUM SEVMEKTEN


       Korkuyorum sevmekten.Ya gözlerine haram değdiyse.elleri haram elleri tuttuysa ,ya gönlünü haram gönüllerde unuttuysa. Kalbinde çok aşklar misafir ettiyse,kalbini üç günlük aşklar yolunda tükettiyse , Sevmek gönül oyunu ise ona göre, nasıl yakarım dünyamı, ahiretimi göz göre göre......
        Nasıl tanırım onu uzaktan uzağa, ya benim gibi ömürlük sevmezse, ya kadir kıymet bilmezse ,ben ömürlük aşk istiyorum derim de ya o gülüp geçerse..... ya oyunsa onun için sevdalar,gönül oyunu ise aşklar,ne bileyim işte ona göre önemsizse yasaklar.
        Korkuyorum sevmekten ,ya gönlüme sözüm geçmezse, ben harama haram derimde ya gönül ferman dinlemezse, nerden bilirim onun da beni çok  seveceğini, helale helal harama haram diyeceğini.....
        Hangi gönül istemez ki temiz bir gönüle girmeyi, orada misafir değil sonsuza kadar kalmayı, kim istemez sevdiceğinin ilk göz ağrısı son yürek sızısı  olmayı.....
      Korkuyorum sevmekten, ya sadakatsiz, merhametsizse,nerden bilirim başkasını sevmeyeceğini. Nasil anlarım onun benim sevgime layık olduğunu,nerden bilirim terk edip gitmeyecegini ......
       Korkuyorum sevmekten ,ya gönlü kibirli gözü yukseklerdeyse, çok şeyler  istiyorsa hayattan, hırslarına yenilmişse, bitmek bilmeyen öfkesine dur diyemesse,dünleri bir yana! yarınları dünlerden beterse......
       Korkuyorum sevmekten,zalimin birine düşmekten. incinir diye korkuyorum yüreğim,alışık değildir o ihanetlere, görmemiş ki aşkın karanlık  yüzünü, tanımamış ki hain kalpleri, hep merhameti taşıyan  saf yüreğim  taşıyamaz ki zalimin ihanetini.....
     
       

YAĞMUR












Tane tane düşerken gökyüzünden yere
Cam arkasındaki kendinle dalar gidersin hayallere
Her bir berrak tane ıslatır suya hasret toprağı
Çiçek, çimen kokularına bürünür sokaklar
Bir başka huzur bulur insan yağmur sesinde
Öylece dalar gözlerimiz yağmurun yağışına
Yürümek koşmak geçer içimizden yağmur altında
Hele birde yağmur sonrası göründüyse gökkuşağı
Gökyüzünden kendini göstermişse içini ısıtan güneş
Rengarek çiçeklerin yeşil çimenlerin üzerinde uçmaktaysa kelebekler
İşte dersin budur mutluluk.
Yüzümüzde oluşan tebessüm, yüreğimizde sevgi tohumları
Bizi alır götürür uzaklara, başka hayatlara
Doğanın bu güzel armağanı

DOĞRU TERCİH

         

     Hemen hemen  herkes bilir insanın hayatında ne kadar büyük öneme sahip olduğunu eğitimin. Aslında eğitim herşeydir. Kişinin davranışı, görgüsü, yetenekleri... tabi birde okul hayatı. Eğitim sadece iyi bir gelecek iyi bir meslek değildir aslında. Eğitim hayatın kendisidir, kişinin yaşam tarzıdır. Eğitimin yaşı yoktur, eğitim her yaştadır. İnsanı insan yapan değerlerden bir tanesidir eğitim.

          Anne ve babalar yetişkin çocukları için iyi bir okul, iyi bir gelecek, iyi bir meslek diye bakarlar eğitime. İyi bir eğitim için okul hayatını da unutmamak gerek tabi. Anne ve babaların herşeyi olan çocukları için en iyiyi düşünmesidir eğitim. Hele birde üniversite sınavları yok mu sınav öncesi ve sonrası. Annelerin babaların çocukların büyük telaşı büyük korkusudur o. Başarılı olabilecek miyim? beni ne beklemekte, olacak mı istediğim bölüm diye heyacanla beklemektedirler sonuçları.

           Okumak istediğim, yeteneklerime uygun bir bölüm mü? yoksa anne ve babanın da istediği geleceği olan bir meslek mi? Gelecekteki gözde mesleklerden yana mı olmalı seçimim?İşte en çok zorlanacağımız bölümlerden bir tanesi tercih aşaması. Kendimiz için en doğru olan kararı vermektir aslında bu aşama. Birde anne ve babamızın ne istediği var bu konuda. bizimle çelişen bir istek mi? yoksa bizim tercihimiz doğrultusunda bir destek mi?

            Çocukluktan yaşlılığa kadar hayatımızın her anında büyük yer kaplayan eğitimin birde o meslek seçimi olmasa. Bazen zorlandığımız, bazen kararsız kaldığımız meslek seçimi. Ama en önemlisi de gelecekte pişmanlık duymayacağımız doğru bir karar. Gelecekte yaşantımız üzerinde büyük bir yer kaplayacak olan bu karar. Seçim bizim tercih bizim yada anne ve babanın.Hakkımızda hayırlısı der ve yaparız seçimimizi.

            Bir sınavdır eğitim bizi geleceğe hazırlayan, bizi biz yapan. Yaşam notumuzdur eğitim aslında. Başarılı yada başarısız olabilmektir hayat sınavında. Başarı hak edenin olur her daim bu sınavda. Hakkıyla emek verenin, alın teriyle çalışanındır başarı. Bu başarı insanı insan yapan bir başarıda olabilir, Güzel bir hayat, başarılı bir meslek iyi bir konumda olabilir. Ama önce insanız insanlıktan yana olmalıdır bizim başarımız. Her ne kadar önemliyse de kişilik eğitimi insanlık için parlak bir gelecek içinde bütün gayretimizle ama doğru yoldan şaşmadan çalışmalı beklememeliyiz emeğimizin karşılığından fazlasını. Her iki eğitim içinde doğruyu, iyi olanı görmek, doğru kararlar almaktır bizim için önemli olan.

SELAM
















Selam sana koca şehir, selam sana taşkın akan nehir
Dünden bugüne selam olsun bütün herkese

Ne güzeldir yüzde tebessüm görmek
Ne güzeldir dosta selam vermek

İçten gelen sıcacık sevgiyle kucaklamak dünyayı
Selam götürmek gittiğin her yere
İşte o zaman huzur orada olur seninle

Güvercinler uçurmak barışa doğru
Sevgi sunmak bütün insanlığa
Elveda demek için düşmanlıklara
Size selam olsun, selam olsun sizlere

Sevgi tohumları ekelim toprağımıza
Yeşertelim vererek hep el ele
Huzur içinde huzur bulalım selamlaştıkça
Kalplerimize iyilik dolsun, güneş yeniden doğsun
Selam olsun herkese selam olsun

HAYDİ BİR DEĞİŞİKLİK YAPALIM














Haydi bir değişiklik yapalım bugün
Bir ağaç dikeelim gelecek için.
Kurtaralım kendimizi söylediğimiz bütün yalanlardan
Sevgi götürelim gittiğimiz her yere
Deva olalım sarabileceğim her yaraya her derde
Huzur huzur diye bağıralım binlerce kere
Yardım eli uzatalım ihtiyacı olan herkese
Haydi bir değişiklik yapalım bugün
Barış kardeşlik sevgi ile doldurmak için çabalayalım dünyayı
Deneyelim mi sevenlerimize sımsıkı sarılmayı
Öğrenelim öğretelim bütün insanlığa adaletli olmayı
Başaralım korkmadan doğru yolda yürümeyi
Kavgaları, kini susturalım bu dünyada
Herşey için çok geç olmasın sonra
Haydi bir değişiklik yapalım bugün
İnsanlığa gidelim insanca yaşamak için

SUSKUNLUĞUM SANA DEĞİL



















Suskunluğum sana değil ey yar
Öylesine derin fırtınalar kopuyor ki içimde
Sanki hiç karanlıktan çıkmamış gibi.
Herşeyi bir bir kaybediyormuyuz ne
Vijdanlar körelmiş, adalet yok olmuş kocaman yer yüzünde
Kötülüklerle yarış halindeyiz adeta
Ne sen söyle nede ben söyleyim ey yar
İçimden geçenler öylesine derindir ki dokunur her kalbe
Öylesine kaptırmışız ki kendimizi dünyaya
Görmez olmuşuz etrafımızda yaşanılan çileleri
Hep kendi etrafımızda dönen bir dünya var sanki.
Kim dur diyecek bunca haksızlığa bunca kötülüğe
İyilik yolunu kim gösterecekti biz insanlığa
Suskun vijdanlar dile gelir mi bir gün
Hayat günden güne değişmekte, yok olmakta bazı değerler
Bir bir sarmakta etrafı yok olan vijdanlar
Kimimiz mutlu, kimimiz ağlamaklı
Kimimiz yıkılmış, kimimiz yılmış
Adil bir düzen beklemekte konuşan vijdanlar
Huzur istemekte bu gün ve gelecek için
Susukunluğum sana değil ey yar
Nede çok cevapsız sorular varmış meğer
Nedendir bu yaptığımız kötülükler
Nede çok kirletmişiz dünyayı meğer
Aydınlığa doğru yol almanın vakti gelmedi mi artık
Gel sende katıl vijdanını güzelleştirmeye
iyilik için yaşamanın zamanı geçmeden

YARDIM


       Adam sabah kalktığında eşini yine evde göremez. Adamın şüpheleri dahada artmaktadır. İçi içini yemektedir. Adam sinirlidir kadın eve geldiğinde kavga eder ve hızla kapıyı çarparak kendini dışarı atar. Sonra adam kendi kendine ben neden takip etmiyorum bu kadını der. Adam ertesi gün eşi evden çıktığında eşini takip eder. Eşi bir eve girmiştir. Adam dişlerini ve yumruğunu sıkar ne yapmaya çalışıyor bu kadın bu ev kimin sinirleri tavan yapan adam eve gelir ve kapıyı çalar. Kapıyı öyle bir çalmaktadır ki yumrukları ve çıkardığı ses ürkütmüştür kadını ve evdekileri. Kadın telaşla kapıyı açar. Adam bir hışımla içeri girer, kadının kolundan tuttuğu gibi başlar sorgulamaya. Öylesine sesiz ve sakin olan bu kadın yeter diye bağırır. İçeri gel der. Adamı odaya götürür. Adam şaşkındır. Yaşlı teyze yatmaktadır odada. Kadın başlar anlatmaya. Sen kendini öyle kaptırdı ki mala mülke zenginliğe hep kendin için çalıştın. Herşeğin fazlasıyla vardı istedikçe daha fazla istedin.Ama yapman gereken bu deyildi benim yaptığımdı. Üstelik senin paranla da yapmıyorum bu yardımları. Kendi yaptığım el işlerini satıyorum. Sende dene başkalarını mutlu etmek kendini mutlu etmek kadar güzeldir. Yardıma muhtaç insanların gülen yüzü huzur verir insana kadının konuşması bitmiştir. Utançla kadının yüzüne bakan adam başını öne eğer. Kadından af dileyen adam farkına varmıştır yaptığı yanlışın. Artık hep eşinin yanında olduğunu söyler.

GÜL BİRAZ





















Biliyorum çocuk yorgunsun, küçük yaşta hayatın yükü omuzlarında
Sen bile anlam veremiyorsun bu yaşadıklarına
Kimbilir neler saklıdır o minik yüreğinde
İncitildin, ezildin, ağlattılar seni ah be çocuk
Sen büyüklere benzemeyen kırgınlığınla üzülürken
Hiç düşünmediler seni çocuk
Kavgan kavgamız olamazdı, küslüğün küslüğümüz.
Çünkü sen daha yolun başında öylesine saftın çocuk
Hayallerin vardı seninde ama çocukça hayaller
uçurtma uçurmak oyun oynamak gibi
Bırakmadılar seni çocuk çocukluğunu yaşa doya doya
Aldılar uçurtmanı, oyunlarını çaldılar hayallerinden
Derdin büyük yaşın küçüktü senin
Yaşamın yokuş yolları seni bu yaşta yordu ah be çocuk
Bir güler yüz bir merhaba yada küçük bir hediye
Yeterdi senin yüzündeki o güzel tebessümü görmeye
Herşeye rağmen haydi sende gül biraz çocuk.
Sen gülki dünya utansın senden çocuk


GÜVEN

 
      Anne çocuğunu okuldan almış eve dönmektedir. Yolda arkadaşına rastlar konuşmaya öyle bir kaptırmıştır  ki kendini çocuk sıkılır ve oradan uzaklaşır. Parkta oturmakta olan yaşlı adamın yanına gelir ve oturur. Yaşlı adam cebinden çıkardığı çikolatayı uzatır çocuğa. Bu sırada çocuğunun yanında olmadığını gören anne çocuğuna seslenir. Çocuğunu yaşlı adamın yanında gören anne çocuğunun elinden tuttuğu gibi ne işin var senin burada hadi gidiyoruz der, çocuğun elindeki çikolatayı gören anne nerden aldın bunu öyle her gördüğün şey alınmaz diyerek çocuğun elinden çikolatayı alır ve yaşlı adama bakar. Yaşlı adam annenin bu davranışı karşısında üzülür ve şöyle devam eder. Sende haklısın kızım öyle bir zamanda öyle bir dünyada yaşıyoruz ki herkesden korkar kimseye güvenemez olduk. Güven duygusunu yitirdik birbirimize karşı der hüzünlü sesiyle. Annede üzgündür aslında. Bu kadar kötülüğün içinde bana da hak ver amca der.

SONSUZLUĞA KADAR

Bakışlarında neden hüzün var neden öyle bakıyorsun bana
Ben mi bir kötülük yaptım yoksa sana.
Hatam neyse söyle bileyim. bilmeden olmuştur onu söyleyim.
Bana yanlışımı söyle ki bende kendimi düzelteyim
Sen bilirsin beni, bilerek kırmam ben kimseyi
Dokunduğum bir kalp varsa dilim söyler ama
O da bilir kalpten söylemeyi.
Seni candan seven bir yüreğim var ey sevdiğim
Bana mı bu sitemin artık konuşta bileyim.

             ***  ***   ***
Ey sevgili diyorsunki bana sana değil bu sessizliğim.
Bütün suç benim aslında ey sevdiğim
Sen beni o kadar çok severken
Ben sana bana olan sevgin kadar değer vermedim.
Sırf bu yüzden pişmanlığım yer bitirir bu beni
Biliyorum yetersiz ama özür dilerim senden sevdiğim
Bağışla beni, kalbinden çıkarma, eksiltme bana olan sevgini
Sana söz düzelteceğim kendimi

         ***    ***    ***
Sanadır bu sözlerim dinle sevdiğim
İnsan en çok sevdiğine kırılırmış sen bilir misin bunu
Seni ne kadar çok sevsem de kırılmadım buda ayrı konu
O sözler için sözler ki bana dilin
Yüreğinden çıkan sözlerdir bunlar ben bilirim.
Sen yürekten ol, gerçek ol,candan ol hep sevki beni
Ben seninle ömrümün sonuna, sonsuzluğa kadar giderim.



BİRDE KENDİMİZİ SORGULAYABİLSEK

   
    Hatasız kul olmaz diye bir söz vardır ya hani. Herkezin küçük yada büyük hataları olmuştur geçmişte olmayada devam etmektedir. Çok büyük hatalarımız vardır telafisi olmayan, hatalarımız vardır kalp inciten, yürekte iz bırakan, hatalarımız vardır affedilebilir küçüktür. İnsanın yaşamında büyük yada küçük yer kaplayan davranışlardan biridir hata. Bazılarımızda çok vardır bazılarımızda az, bazılarımız  umursamaz, bazılarımız telafi etmeye çabalar hatasını. Kimi vardır bazı insanlara karşı işlediği hatalar sorun teşkil etmez, bazı insanlara karşı işlediği hatanın affı için büyük çaba gösterir. Kimimiz ise ayrım yapmaz sadece insan olduğu için kalp kırdığımız için önemseriz hatamızı zaten doğru olanda bu deyilmidir ayrım yapmadan eşit tutmak herkesi. Kırılan kalbin büyüklüğüne göre büyür hatalarımız. Ne kadar fazla zarar verdiysek o kadar hatalıyızdır.

                Hep kendini haklı sanır bazılarımız, hep karşısındaki insanda arar hatayı. Kendini yargılamadan başkasını yargılar. Yalan yanlış saçma sapan savunmaları vardır kendi yaptıkları için. Görmezden gelir kendi yaptıklarını, başkalarıdır suçlu olan onun karşısında. Buna bir tek inanan kendisi olsada. Ne gerçeği değiştirebilir nede vijdanını susturabilir aslında. Tabi içinde birazda olsa vijdan varsa, birazda olsa görebilyorsa doğruları. Sorgulayabiliyorsa kendi yaptıklarını, ayırt edebilyorsa eğriyi doğruyu. İşte o zaman insanca duygulardan birine daha sahibiz demektir. Farkına varmışızdır Dünyanın kendi etrafımızda dönmediğinin, birileri içinde döndüğünün.

                   Başkalarının kusurlarına bakarken, birde kendimize bakmalıyız o kusura sahipmiyiz diye. Ortada bir sorun varsa kendimizide sorgulayabilmeliyiz başkasına dönüp bakmadan önce. Kendimizi yalan yere haklı gösterme çabası yerine haksız olduğumuzu söyleyebilmeli hatamızı kabul etmeliyiz. Gerçeklerle yüzleşmeli, kendi kusurlarımızı kabullenmeli, çaba göstermeliyiz düzeltmek için. Kendimizi sorgulayarak hatalarımızı görmeyi başarabilirsek yanlışlardan uzaklaşıp, doğruya doğru yönelir yolumuz. Ama önemli olan kendi çıkarlarımız doğrultusundaki sorgu değil adil gerçek sorgulamadır. Vijdanımızın gerçekliğin adaletin hakkını verdiğimiz bir sorgulama olabilmelidir kendimizi sorgulamak.

BAHARI BEKLEMEK

                       


        Baharı beklemek gibidir sevdiğini beklemek. Yol gözlemektir, günleri saymaktadır heyecanla.Sabırsız bir bekleyiştir bir an önce o gün gelsin diye . Her kimse yolunu gözlediğin annen, can dostun sevdiğin kavuşacağın günü iple çekersin her daim. Tohumun toprağa, ağacın çiçeğe, sahillerin kalabalığa kavuşması gibi kavuşacağın günün hayalini kurmaktır, hayalinde  canlandırmaktır geçmişte yaşanan günleri. 

        Baharı beklemek gibidir sevdiğini beklemek. Özlemin bitişini beklemektir sevdiğini beklemek. Çizgi çekmektir hasrete. Baharın yeşillenmesi gibi yeşillenmesidir umutların, bekleyişlerin. Bir şarkı söylemektir sevdiğini beklemek, sevdiğine koşarcasına haykırmaktır içindeki müziği. Dans etmektir yorulmadan usanmadan içindeki bitmez tükenmez enerjiyle. Bazende mutluluk gözyaşıdır sevdiğini beklemek. Yüreğindeki sonsuz özlemin tükeneceği bir günü beklemektir. Sonsuz denizlere o gelecek diye haykırmak istercesine içinden geçen duygulardır sevdiğini beklemek.   

         Baharı beklemek gibidir sevdiğini beklemek. Yollar büyür gözünde, hiç geçmeyecekmiş gibi gelir zaman. Yaklaştıkça o an o en sevdiğin uykuların bile kaçar, gözlerin tavanda düşünür düşünür dalarsın hayallere. Bazen hiç kalmak istemediğin yatağından kalkar yıldızlara dalar gözlerin, geceleyin karanlığında gözünde canlanır sevdiğin. Sabah kahvaltıda birlikte yenilen sıcak ekmeği özlemek gibidir sevdiğini özlemek. 

            Baharı beklemek gibidir sevdiğini beklemek bir bahar sabahı kuş cıvıltılarıyla uyanmak, hemen camı koşarak temiz havayı içine çekmektir  sevdiğini beklemek . Çocuklar gibi kırlarda koşmak, sevdiğin için kır papatyaları toplamaktır. Baharın sıcak güneşinin içini ısıtıp aydınlatması gibidir sevdiğini beklemek.

           Bahara kavuşmaktır sevdiğine kavuşmak, bahara koşmaktır sevdiğine koşmak. Tıpkı baharın gelişi gibi rengarek olur duyguların; yeniden yeşerir anıların, umutların sevdiğine kavuştuğun gün. Baharı sevmek gibidir sevdiğini sevmek.

BENİM SUÇUM NE

    









            Kadınla adam kavga etmektedir. Şiddetli bir kavganın ardından kadın  evi terk eder. Adam o  kadar sinirlenmişdir ki kadının arkasından  köpek gibi pişman olacaksın bu yaptıklarına, bir gün gelecek peşimde dolanacaksın köpek gibi diye seslenir. Kadın bütün suç senindi bence o sözlerini kendine iade et der. Adam öyle bir çarparki kapıyı ve içeri girer. Tam karşısında boynu büyük duran köpek sahibine öyle bir bakmaktadır ki biz insanların sadık dostlarıyız, onları korur onlara zarar vermeyiz ihanetimiz olmaz asla bu sözleri hak edecek ne yaptık, benim suçum nede kavganızda adım geçiyor der gibi. 

NASİHAT

           

           Baba bilgisayar başında oyun oynamakta olan oğlunu izlemektedir. Oğlu öyle bir dalmıştır ki oyuna dünya yıkılsa umrunda olmaz. Baba oğlunu yanına çağırır ve oturtur. Bak dinle sana bir masal anlatacağım evlat der. Çocuk önce babasını dinlemek istemez sonra razı olur. Baba bende bir zamanlar çocuktum diye başlar anlatmaya ilkokuldan sonra okulu bıraktım. Fakat öyle bir pişman oldum neden bunu yaptım diye kızdım kendime. Çocuk babasına neden pişman oldun diye sorar. Baba devam eder. Babam beni çırak verdi nereye olursa bakkal, tamirci, ayakkabıcı falan filan işte der. Öyle bir yordular, ezdilerki beni feleğim şaştı. Hele birde memnuniyetsiz müşteriler varya her ağzına geleni söyleyen neyse öyle böyle okula geri döndüm. Derslere öyle bir sarıldım görsen sınıfın en çalışkanlarından oldum. Lise hayatına kadar böyle devam etti. En iyi liselerden birisine yazıldım. Sonra ben lisede tekrar değiştim, birde buna arkadaş çevresi eklenince sen düşün gerisini. Zor zar babamında gayretiyle bitirdim liseyi Sonra okumuyorum ben dedim. Babam bana öyle bir baktı evlat ne yapacağımı şaşırdım. sonrada dediki bana son pişmanlık fayda etmez iyi düşün. Babamın sözüne öyle bir geldimki evlat. Liseden arkadaşlar çıktı karşıma hepside okumuş. Hepside benden üst kademelerde, hepsininde durumu benden kat kat iyi. Benim amirim olanlar bile vardı en çok da o gitti zoruma Lisedeki dostluğumuzu unutmuş üst ast ilişkisine kaptırmıştı kendisini. O günden sonra ben bir hırslandım bir deyil birkaç üniversite bitirdim. En iyi yerlere geldim. Sana sözüm şudur evlat derslerine iyi çalış eğitimine önem ver. Kendine iyi bir meslek iyi bir gelecek edin. Bunları yaparken insanlığı da elden bırakma. Bu sözlerimi masal gibi dinleme evlat, bu sözlerim benden sana nasihat.

EVLAT

       

        İki aile dostu bir araya gelmiş sohbet etmektedirler. Söz çocuklardan açılır aile dostları arasında Baba: 

         ''benim oğlum geleceğin çapkını, herkesi peşinde koşturacak, üstelik zenginde. Geleceğin yeni playboyu der ve kahkaha atar.Anne de onaylar bu sözleri. Bu sözleri duyan diğer aile dostu olan baba üzülür, aslında onun için herkes bir evlattır ve şöyle başlar söze ''önemli olan insanlığa faydalı olan birey yetiştirmektir. Kendini başkalarının yerine koyabilen doğruyu yanlışı bilen, kendine ve sevdiklerine yapılmasını istemediğini başkalarına yapmayan, ahlaklı bireyler yetiştirmektir. Benim amacım da budur zaten evladımı kendisi için toplum için en faydalı şekilde iyi bir çocuk yetiştirmek benim en büyük zenginliğimdir'' der. Diğer anne de onaylar eşinin bu sözlerini. 

        Bu söz üzerine adam: ''ne kadar haklısın dostum,bana yanlış olanı gösterdin aslında her anne babanın yapması gereken budur'' der. 

ÇOCUKKEN GÜZELDİ HERŞEY

   
        Hani bir zamanlar çocuktuk ya huzurlu ve mutluyduk. Herşeğden habersiz güler, oynar, koşardık parklarda, bahçelerde, sokakta. Arkadaşlarımızla en güzel oyunları oynardık kendimizce. Oyun oynamak en büyük mutluluklardan biriydi belkide bizim için. Kötülüklerin kirletmediği minik kalbimizde sevgi taşırdık hep. Gülen gözlerle bakardık dünyaya. Tertemiz bir dünyamız vardı bizim çocukken. Huzur bulurduk anne kucağında. Yeni bir ayakkabı, yeni bir elbise yada oyuncak yeterdi bizi mutlu etmeye. Hayallerimiz vardı belki bir gün gerçekleşecek olan belkide saçma olan. Bazen kavga eder küser, bazende kızardık. Ama ne kavgamız benzerdi büyüklerin kavgasına nede küslüğümüz. Ne güzeldi herşey çocukken. Hani derler ya keşke hep çocuk kalsaydık.

            Yıllar geçtikçe birşeylermi değişti yoksa biz büyüdük ve dünyamı kirlendi ya da büyüdükçemi vardık herşeyin farkına. Hayat kavgasında yok olan yaşamlar, adalet aramaktan yorulan vicdanlar, kavgalar, küslüklerin  hakim olduğu saygı ve sevginin giderek yok olduğunu bir dünyada yaşamak... Aslında herşey daha farklı olamazmıydı. Vicdanımızın sesi, empati yapmak, hep bana yada hep ben duygusundan vazgeçmek, adalet ve huzur aramak gibi

              İnsana önce insan olduğu için değer vermek onu kişiliğiyle tanımak, kişiliğiyle ön plana çıkarma düşüncesi olmalı herkezde. Bütün kötülükler yıkılmalı, yerine İyilikler inşa edilmeli. Barışa, kardeşliğe, insanı insan yapan ne varsa ona dair herşey yeniden doğmalı. Yalanlara inat yerini doğrular almalı. Sevgi ve saygı daim olmalı. Kötülüğün karanlık yüzünden kurtulup, iyiliğin aydınlık yüzüne doğru yürümeliyiz. Meğer ne çok uğraşmışız dünyayı yaşanmaz hale getirmek için. Arada uçurum olan bambaşka hayatlar, kötülükle beslenen vijdanlar, hiç tanımadığı halde birbirini tedirgin eden insanlar... Çevreye, hayvanlara, bitkilere verdiğimiz zararlarda var tabi

                 Aslında bütün bunların hepsini aşabilirmiydik bilinmez ama çok daha iyiside olabilirdi. Herkeze düşen bir görev var elbette. Sizin için önemsiz olsa bile başkası için önemli olan bütün kötülüklerden, davranışlardan kaçınmayı başarabilmek gibi yada atasözünde de olduğu gibi herkesin ne ekerse onu biçtiği bir dünya. Yapılan herşeyin adalette karşılığını bulduğu bir dünya. Belkide birçoğumuzun beklentisidir yaşanılabilir bir dünya. Hayallerimizin ve geleceğimizin korkulu rüyası olmasın yarınlar. İyi yada kötü birçok eserin sahibi olan bizler aydınlık ve güzel bir dünya için çalışmalı, tertemiz ve iyi bir insan olarak yaşamayı öğrenmeliyiz. Güzellikler, doğruluklar... bizi eksiltmez aksine çoğaltır. Düşüncelerimiz,  yaptıklarımız insanlık adına insanca yaşamak için olmalı, dünyamızı İyilikler doldurmalıdır.


KENDİN OLMAK

       
        Öyle zamanlar vardır ki insan kendi kendine yabancılaşır. Belkide kendisi bile tanıyamaz kendisini ben ne yapıyorum diye sorma gereği duyar kendine. Belki zorunluluktan belkide yapması gerektiği içindir bu davranışı. Bazende bilerek yaptığımız davranışlar vardır ya sırf kendi çıkarlarımız için. Gerçekte olan bir yüzümüz arka planda olur iki yüz. Bir kendimiz vardır, birde kendimize benzetmeye çalıştığımız yapmacık kendimiz. Aynanın karşısında bir bak kendine içinden geldiği gibi konuşup davrandığın sen misin yoksa yapmacık sen mi ?Aynanın dili olsaydı küserdi sana nedir bu yapmacık halin diye.  Ne yapmaya çalışıyorsun demek geçerdi içinden.

              Kendin olmak zor olmasa gerek. Sırp başkalarının gözünde farklı görünmek istercesine başka kişiliğe bürünmek, olduğumuzdan farklı tanıtmak kendimizi yada bambaşka çıkarlarımız için kendimizi saklamak. Kendini kendin olmaktan çıkarmak bütün bunlara gösterdiğimiz çabayı kendin olmayı deneyerek de gösterebilsek, zorunlu nedenler dışında hep kendimiz olabilsek.

              Sevmediğimiz insana gösterdiğimiz sahte güler yüz, arkadaş gibi görünüp türlü oyunlar oynamak, arkasından konuşmak arkadaşlarımızın. Yüzüne başka konuşmak, arkasından başka söylemler, kendini olduğundan farklı tanıtmak, menfeatlerimiz için yakınlık gösterip, bitince uzaklaşmak  tabi dahası da var. Belkide bütün bunlar bir oyun gibidir senin için, oynaması çok basit gelir bu oyunu sana. Ya oyun bittiğinde ne yapmayı düşünüyorsun. Bir gün birileri kendin olmayan seni gördüğünde. Tabi hazırdır her zaman olduğu gibi bir açıklama, bir bahane.Karşında seni dinleyecek, sana inanacak kişiyi bulmakta ayrı bir mesele

                Kendin olmak bir değerdir aslında. Bizi biz yapandır kendin olmak. Kişiliğimizin gerçek yüzlerinden birisidir. İnsanlığın gösterebileceği en güzel davranışlardan biridir kendin olmak. Aynada görebileceğimiz tek yüz tek kişiliktir. Doğruluktur, içimizdeki ikilemi yok edendir kendin olmak. Atasözümüzde demez mi bize ya göründüğü gibi ol yada olduğun gibi görün. Hayata bakış açılarımızdan bir tanesidir kendin gibi olmak yada kendinden farklı olmak. Ama bizim için önemli olan herşeye rağmen kendin olmak, kendin gibi davranıp yaşamaktır.  

EN GÜZEL SÖZLER


Hayat bir uykudur ölünce uyanır insan,sen erken davran ölmeden önce uyan.(Hz Mevlana)

Allah'ım gönlümde olanı hakkımda hayırlı eyle,Hakkımda hayırlı olanlarıda Gönlüme Razı eyle (Hz Ali)

Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et;Çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar (Hz Mevlana)

Ahlak ve fazilet aklın dışarıdan görünüşüdür.(Hz Ali)

Ne zaman gökyüzüne bir nefes bir Dua gönderdin de,ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi? (Hz. Mevlana)

Bilgi kadar zenginlik yoktur. Cehalet kadar yoksulluk yoktur.(Hz Ali) 

Hayat bir nefestir aldığın kadar,Hayat bir kafestir kaldığın kadar,Hayat bir hevestir daldığın kadar !
(Hz Mevlana)

Geçmişte ilim öğrenebilmek için yaşıyorlardı, bugün ise yaşamak için ilim öğreniyorlar." (Ali Şeriati)

Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için ; Dünyadakiler birbirilerini yiyorlar ! (Hz. Mevlana)

Ne kadar kibirli dursa da bardağın önünde eğilir çaydanlık. Öyleyse bu büyüklenme niye? Bu kibir, bu gurur niçin? (İmam El Gazali)

Yürürken başımın yerde olması sizi rahatsı etmesin.Benim tek derdim yere düşen edebinizi çiğnememek! (Hz Mevlana)


Aklı olan kimse nefsine demelidir ki: Benim sermayem, yalnız ömrümdür. Başka bir şeyim yoktur. Bu sermaye, o kadar kıymetlidir ki, her çıkan nefes hiçbir şeyle tekrar ele geçmez ve nefesler sayılıdır, azalmaktadır. O halde bu günü elden kaçırmamak bunu saadete kavuşmak için kullanmamaktan daha büyük ziyan olur mu? Yarın ölecekmiş gibi bütün âzâlarını haramdan koru.(İmam El Gazali)


 Akıllı kişi ancak üç şey için yolculuk eder: Geçimini sağlamak, ahiretini elde etmek, yahut da haram olmayan zevk ve lezzetlerden faydalanmak. (Hz Ali)

Bana bir harf öğretenin, kırk yıl kölesi olurum. (Hz Ali)



Bedenine değil kendine değer ver, ve gönlünü olgunlaştır ! Çünkü kişi; bedeni kadar değil, ruhu kadar insandır.(İmam El Gazali)

 Allahü teâlânın verdiği nimeti, Onun sevdiği yerde harcamak şükür; sevmediği yerde kullanmak ise küfran-ı nimettir (nimeti inkâr etmektir). (İmam El Gazali)

 
Paranla şeref kazanma,şerefinle para kazan ki; Paran bittiğinde şerefin de bitmesin. (N. Parra)


Sizin davranışlarınıza bakopta Müslümanlığa özenen kimseler yoksa  ''İmanınızı gözden geçirin''
(Hz. Muhammed SAV)

Derdi dünya olanın,dünya kadar derdi olur. (Yunus EMRE)


Tutuşturanlar lügat kitabını elime, Bilsinler Allahtan başka bilmiyorum kelime.(Necip Fazıl Kısakürek)

İyilikle emretmek, insanların en faziletli amelleridir.(Hz Ali)

 Bu kasvet dünyasında kalmadı özlediğim, Namaz vaktinden başka anını gözlediğim…(Necip Fazıl Kısakürek)

Her fikir, her inanış, tek mevsimlik vesselam; Zaman ve mekan üstü biricik rejim, İSLAM.(Necip Fazıl Kısakürek)




Fakirlik yemeksiz geçirilen bir gece değildir, Fakirlik, düşünmeden geçirilen bir gecedir. (Ali Şeriati)

Çağdaş dünyamızda artık toprağa, kana, devlete, ırka, bayrağa ve şahıslara tapılıyor.(Ali Şeriati)
'İsyanlardayım'' dedi. Hayır, imtihanlardaydı. Fark etseydi kurtulacaktı. (Hz. Mevlana)

Allah seni hür yarattı, tamah seni kul etmesin. (Hz Ali)

Takva, dini ıslah, nefsi muhafaza eder ve mürüvveti süsler.(Hz Ali)

Öyle bir Yar sev ki evladım;elinde su tasıyla,iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.. (Hz. Mevlana)

Küçükle küçük,büyükle büyük olacaksın.Ama asla seviyesizin seviyesine inipte kendini küçük düşürmeyeceksin (Hz Ali)

Takva, çok secdeden ötürü alında iz bırakma veya oruç tutmaktan sararma veya secde ve rükûdan belin bükülme hâli değildir. Eğilen boyunda veya sarkıtılan eteklerde takva aranmaz. Takva, kalplerdeki vera’ hâlidir. Güler yüzle karşıladığın kimse, seni asık bir yüzle karşılar ve bilgileriyle sana mihnet yüklerse, Allah böyle kimselerin sayılarını artırmasın! (İmam El Gazali)

İçin temiz olmadıktan sonra,Hac hoca olmuşsun kaç para ! Hırka, tesbih,post,seccade güzel,ama Mevla kanar mı bunlara ? (Ömer Hayyam)

Âlimlerin birbirlerine hücum ettiklerini, birbirlerine haset ettiklerini ve anlaşamadıklarını gördüğün zaman, onların dünya hayatına karşılık ahiretlerini sattıklarına hükmet! Acaba bu kişilerden daha fazla aldanan bir satıcı var mıdır?(İmam El Gazali)

Okuyun diyor, okuyun. Mürekkebin damlamadığı yerde kan damlıyor çünkü. (Ali Şeriati)

Eğer din ölümden önce bir işe yaramazsa, ölümden sonra hiçbir işe yaramayacaktır. "(Ali Şeriati)

Var mı Allah'tan yukarı,kabirden aşağı? Toparlan ruhum gidiyoruz,sen yukarı, ben aşağı (Necip Fazıl Kısakürek)

Sevmek bu kadar güzelse,kimbilir sevmeyi yaratan ne kadar güzeldir....(Şemsi Tebrizi)

Parası olan pazardan,imanı olan mezardan korkmaz (Necip Fazıl Kısakürek)








'